Kılıç, "İstanbul başta olmak üzere, Türkiye'nin her yerinde tek bir riskli yapı kalmayana kadar çalışmaya, üretmeye, dönüşüme ve bu yolda bizi engellemeye çalışan zihniyetle mücadeleye devam edeceğiz. Bu, milletimize verdiğimiz söz ve çocuklarımıza borcumuzdur" dedi.

TBMM'de DEM Parti'nin "İstanbul'un Deprem Riski" hakkındaki grup önerisi görüşüldü. DEM Parti, Yeni Yol Partisi, İyi Parti ve CHP milletvekillerinin ardından AK Parti adına konuşan Ahmet Kılıç, muhalefet partilerinin eleştirilerine yanıt verdi.

1999 Marmara depremi sonrasında oluşturulan Özel İletişim Vergisi'nin merkezi bütçeye gelir olarak eklenmediğini belirten Ahmet Kılıç, bu verginin altyapı, afet yönetimi, afet sonrası yeniden inşa, arama kurtarma kapasitesini geliştirme, eğitim ve ekipman yatırımlarına harcandığını ifade etti. "Toplanan vergilerin bu hizmetlerin çok küçük bir bölümünü karşılayabildiğini görüyoruz. İddia edildiği gibi toplanan vergiler yok edilmemiş, tam tersine milletimizin yaralarını sarmak için kullanılmıştır" diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2019'dan bu yana CHP yönetiminde olduğunu ancak 5 yıl boyunca verilen vaatlerin gerçekleşmediğini söyleyen Kılıç, "2019'da '5 yılda İstanbul'un dönüşümünü tamamlayacağız' diyen bir belediye başkanının 2023'te '100 yılda bile dönüşmez' demesi herkesin malumudur" dedi.

"Dönüşüm, Çocuklarımıza Borcumuzdur"

TOKİ, İller Bankası ve AFAD iş birliğiyle ülke genelinde yüz binlerce konutun dönüşümünü gerçekleştirdiklerini ve riskli yapıların ortadan kaldırılması için kararlılıkla çalıştıklarını belirten Kılıç, "Bu süreçlerde CHP'li yerel yönetimlerin iş birliğinden kaçınması nedeniyle dönüşüm projeleri engellenmiştir. AK Parti ilçe belediyelerimizin başlattığı kentsel dönüşüm projelerine 5 ilçede 43 dava açan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, projelerin durmasına neden olmuştur. İstanbul'un deprem gerçeğini görmezden gelenler, tarih ve millet önünde sorumludur" şeklinde konuştu.

2004-2024 yılları arasında sağlanan kira destekleri, faiz sübvansiyonları, hak sahipliği düzenlemeleri ve TOKİ aracılığıyla sunulan konut imkanlarının, vatandaşları dönüşüm sürecinde yalnız bırakmamak adına atılan önemli adımlar olduğunu vurgulayan Ahmet Kılıç, "Yüz binlerce aile bu desteklerden yararlanarak riskli yapıların yerine güvenli yaşam alanlarına kavuşmuştur. Algı değil, gerçeklerle hareket etmeliyiz. Laf değil, eser üretmeliyiz. İstanbul başta olmak üzere, Türkiye'nin her yerinde tek bir riskli yapı kalmayana kadar çalışmaya, üretmeye, dönüşüme ve bizi engellemeye çalışan zihniyetle mücadeleye devam edeceğiz. Bu, milletimize verdiğimiz söz ve çocuklarımıza borcumuzdur" diye konuştu.