İmza töreninin ardından açıklamalarda bulunan Başbakan Davutoğlu, 1988 yılında Amman'da sekiz ay süreyle kaldığını Arapça olarak ifade etti.

Konuşmasında Suriye krizine dikkat çeken Davutoğu, iki ülkenin benzer zorluklarla karşı karşıya olduğuna vurgu yaptı. "Kuzeye giden sığınmacılar Türkiye’ye, güneye gidenler Ürdün’e doğru hareket ediyor. Suriye’nin istikrarı Suriye’nin komşusu olarak bizler için giderek daha da önemli oluyor." dedi. "Suriye’deki rejim güçlerinin ve DAEŞ, YPG, PKK gibi terör örgütlerinin vahşeti, sadece bizim ülkelerimize değil aynı zamanda bölgenin istikrarına saldırıyor." ifadesini kullanan Davutoğlu, Suriye'deki tüm saldırıların durmasını desteklediklerini kaydetti. Davutoğlu ayrıca, "mevkidaşı, Kral Abdullah ve tüm Ürdün halkına terör karşısında Türkiye'nin yanında yer aldığı için" teşekkür etti.

Türkiye-Ürdün arasındaki ilişkilerin bölgede örnek olduğunun altını çizen Başbakan Davutoğlu, siyasi alanın yanında ekonomik alanda da büyük bir potansiyelin paylaşıldığını aktardı ve şunları anlattı: "Türkiye Ürdün arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması, ekonomik ilişkilerimizde yeni bir atmosfer yarattı. Serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasının ardından iki katına çıkan ve de bugün yaklaşık bir milyar dolarlık ortak ticaret hacmine ulaştık. 2017’de serbest ticaret anlaşmasının ikinci aşaması olacak. Eminim ki, bu bizim ticaret ilişkilerimize ivme kazandıracak. Türkiye’nin Ürdün’deki yatırımları 300 milyon dolara ulaştı. Bu yeni girişimle umuyoruz ki daha da artacak."

Ürdün Üniversitesi'ndeki Türkçe bölümünün geçen yıl mezun verdiğini hatılatan Davutoğu, Ürdün Yermuk Üniversitesi'nde bugün imzalanan anlaşma ile açılacak Türkçe bölümünün kültürel ilişkilerin göstergesi olduğunu aktardı. Davutoğlu konuşmasının devamında, "Her yıl yüzlerce öğrenciyi Amman’a Arapça öğrenmesi için gönderiyoruz. Bugün imzaladığımız anlaşmalar, özellikle Hicaz Demiryolu istasyonunun yenilenmesi, aynı zamanda ortak tarih mirasımız konusundaki iş birliğimizin göstergesi." ifadelerini kullandı.

Ulaştırma konusunda iş birliğinin altını çizen Davutoğlu ayrıca, sivil havacılık anlaşmasının imzalandığını ve İskenderun-Akabe arasında Ro-Ro feribot taşımacılığıyla ilgili fırsatları değerlendirdiklerini söyledi. Akabe linamının Türkiye için stratejik bir öneme sahip olduğunu dile getiren Başbakan Davutoğlu şöyle devam etti: "Suriye ve Irak’taki krizin ardından, İskenderun-Akabe arasında Ro-Ro feribot taşımacılığı fırsatlarını değerlendirmek istiyoruz. Dolayısıyla Akabe, Türkiye için Ürdün’ün yanı sıra Körfez ve Arap yarımadasına açılan bir kapı olacak."

İki ülke arasındaki turizm üzerine iş birliğine de değinen Davutoğlu, "Biz tüm Türk hacıların önce Amman ve Ürdün'ü görmesini Amman üzerinden Kudüs’e gitmesini istiyoruz. Bu ayrıca iki kardeş millet arasında daha fazla insan hareketi olması için bir fırsat." dedi.

"DAEŞ TEHDİDİNE KARŞI KARŞISINDA OMUZ OMUZAYIZ"

Bölge güvenliği hakkında da konuşan Davutoğlu, şunları aktardı: "Türkiye ve Ürdün benzer coğrafi konuma sahip, Bizler Irak ve Suriye’ye, komşu iki ayrı, kritik ülkeyiz. Suriye krizi hakkında, benzer zorluklarla karşı karşıyayız. Kuzeye giden sığınmacılar Türkiye’ye, güneye gidenler Ürdün’e doğru hareket ediyor. Suriye’nin istikrarı Suriye’nin komşusu olarak bizler için giderek daha da önemli oluyor. Saldırıların durmasını destekliyoruz. Suriye’deki tüm bu krizlerin durmasını istiyoruz. Suriye’deki rejim güçlerinin ve DAEŞ, YPG, PKK gibi terör örgütlerinin vahşeti, sadece bizim ülkelerimize değil; aynı zamanda bölgenin istikrarına saldırıyor. Umarız ki Cenevre görüşmeleri Suriye halkının arzu ve dileklerinin karşılanacağı bir sonuca ulaşacaktır ve istikrar Suriye’de yeniden sağlanacaktır. Irak ve Suriye’deki DAEŞ tehdidi karşısında omuz omuzayız. Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunduğunu görmek istiyoruz."

Davutoğlu, gelecek ay İstanbul'da gerçekleştirilecek İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi ve mayıs ayında İstanbul'da gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler Dünya İnsani Yardım Zirvesi'ne Ürdün'den en üst düzeyde katılım beklediklerini ifade etti.

Davutoğlu, iki ülke arasında Filistin meselesini de ele aldıklarını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

"Toplantılarımızda geçen bir önemli konu daha Filistin ve Kudüs meselesi. Filistinli kardeşlerimizin hakları ve Mescid-i Aksa’yı korumak ikimizin ortak davası. Türkiye her zaman Kudüs ve Mescid-i Aksa hakkında özel bir konuma sahip Ürdün’ün yanında olacaktır. Filistin halkının haklarını korumak ve Kudüs’teki Mescid-i Aksa üzerindeki ortak mirasımızı korumak için elinden geleni yapacaktır."

İŞBİRLİĞİ ANLAŞMALARI

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Ürdün Çalışma Bakanı Nidal Katamine, çalışma, sosyal güvenlik ve istihdam alanlarında işbirliği anlaşmasına imza attı.

Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ile Ürdün Sanayi, Ticaret ve Tedarik Bakanı Maha Ali, sanayi, ticaret politikaları önlemleri alanlarında iş birliği protokolüne imza koydu. Bakan Elitaş ve Ürdün Yatırım Komisyonu Başkanı Thabet Al Wir ile de iki ülke arasında yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşmasını onayladı.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Ürdün Ulaştırma Bakanı Ayman Hatahet tarafından meteoroloji alanında, yine Eroğlu ile Ürdün Tarım Bakanı Akef Al Zoubi tarafından ormancılık alanında mutabakatlara imza atıldı.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Ürdün Ulaştırma Bakanı Ayman Hatahet arasında hükümetler arasında hava ulaştırma anlaşması imzalandı.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanı (TİKA) Serdar Çam ile Hicaz Demiryolları Kurumu Genel Müdürü Salah Al Lozi, Hicaz Demiryolu İstasyon Restorasyon ve Müze yapımına ilişkin proje anlaşmasına imza koydu.

Yunus Emre Enstitüsü Başkan Vekili Şeref Ateş ile Yarmouk Üniversitesi Rektörü Refat Al Fauri arasında Türkoloji İşbirliği protokolü imzalandı.