Geleneksel el sanatları arasında yer alan 'sepetçilik' vatandaşlardan yoğun ilgi görüşor. Sepet Ustası Şenay Ükünç, talebin fazla olduğunu ancak malzeme yetersizliğinden yetişemediklerini söyledi.
Gelişen teknoloji ile el sanatları makinelişirken sepet ustaları inatla bu gelişmeye direniyor. Cihan Haber Ajansı(Cihan) muhabirine mesleğin incelikleri hakkında bilgi veren sepet ustası Şenay Ükünç, bütün zorluklara rağmen sepet yapımına devam ettiklerini söyledi. 3 çocuk annesi olan ve 15 yıldır bu meslekle uğraşan Ükünç, sepet yapımına ilk önce tabanlarını yaparak başladığını, daha sonraları ise çalışmalarını geliştirip üzerini de örmeyi öğrendiğini belirtti. Ükünç,” Bu meslek çok zor bir meslek. Çünkü; artık nesli kesilen bir meslek diyebilirim. Şimdi yapılan meslek eski yıllarda yürütülen iş gibi değil. Her şey plastiğe döndüğü için artık nesli tükeniyor.” dedi.

“MALZEME OLMADIĞI İÇİN SATIŞLAR GERİLEDİ”

Sepet yapımında kullanılan malzemeyi bulma konusunda zorluklar çektiğini söyleyen Ükünç, yapımı için gerekli malzemenin daha çok Afyon, Uşak, Bartın, Çanakkale gibi bölgelerden getirildiğini belirtti. Ükünç,”Çabuk bulunmayan ve nesli tükenmekte olan bir malzeme. Dere kenarlarında daha çok yetiştiriliyor. Ama şimdilerde ise bulunması neredeyse imkânsıza döndü. Örmede ise genelde söğüt, ayıt dediğimiz Ege Bölgesi’nde yetişen bir ağaç var ve bambu tarzı şeker kamışını kullanıyoruz. Bunların dışındakilerden sepet olmuyor. Diğerlerinin kıvrılması, dönmesi zor oluyor. Malzemelerimi genelde kendim gidip topluyorum ama bazen de imkânım olduğu zaman satın alıyorum. Bazıları toplayıp, kesip kilo karşılığı satıyorlar, ben de gidip onlardan alıyorum. Tabi bulduğum zamanlarda yapıyorum ama şimdilerde bulamadığım için yokluğunu yaşıyorum. El yapımı sepete aşırı bir talep var ancak malzeme olmadığı için satışlar geriledi. Alıcısı çok ama üretim olmadığı için satış yapamıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“GÜNÜ BİRLİK SATIP AÇ SATICI OLUYORUZ”

Mesleğini öğretme noktasında yetiştirdiği çıraklarının da olduğunu söyleyen Ökünç,”Mesela; yüksekokullardan, üniversitelerden, ödev amaçlı ya da öğrenmek amaçlı gelen gidenimiz çok o yönden. Uğraşı ve öğrenilmesi de baya bir zaman alıyor. İğneyle kuyu kazmak diyebiliriz. Sepetlerden normalde 10 dakikada biten de var yarım saatte biten de var, çok kaliteli olup gün boyu süren de var. Yaptıklarımız arasında; Bebek beşiği, kütüphane, raflar, aktarların kuru bakliyatı koydukları sepetler, çiçekçilere, bebek ve çeyiz mağazalarına hep veriyoruz ama yaptığımız işin karşılığını, emeğini alamıyoruz. Bu meslekte yapan değil satan kazanıyor. Yani birinci eli değil de ikinci eli daha çok kazanıyor. Adam alıyor stok yapıyor ve tok satıcı oluyor. Bizim gibi bayatlatıp da satmıyor. Adam keyfine keyfe keder satıcı oluyor ama biz günü birlik satıp aç satıcı oluyoruz.”