Bu meçhul.
Ancak umut ettiklerimiz elbette belli.
Genetik kodlarımız ise çok açık. İşte sorunlar tam da burada başlıyor...
Umut ettiklerimizle genetik kodlarımızı harmanladığımızda ve bir teraziye koyup beynimizin sol lobunu çalıştırdığımızda ortaya çıkan doğruyu bulmak asıl mesele. Bunları harmanlayabilip harmanlayamamamızdır içinde bulunduğumuz durum. Eğer harmanlayabiliyorsak doğruyu bulur ve mantık çerçevesinde bakabiliriz yaşananlara.Fakat harmanlayamıyorsak en büyük sorun burada ortaya çıkar ki bu da aşılması oldukça güç bir problemin başlaması demektir. Böyle karmaşık bir ortam şu an söz konusu olan. Herkes bir durumu, olayı elbette kendine göre yorumlar. Kendi düşünce sistemi vardır ve bu çok da doğaldır. Fikirlerini de ifade eder. Buraya kadar bir problem yok. Ancak fikirlerini ifade eden birine düşman gözüyle bakılıyor ve planlı, programlı ve sistematik olarak yükleniliyorsa burada sorun başlar. Ayrışma burada kopuşa dönüşür ki en tehlikeli olan da budur.
Belki farkında olarak belki de olmayarak yapılan bu durum çok da
tehlikelidir. Zaten azaldıkça azalan halklarımıza bir darbe de kendi
cenahımızdan vurulur. Bilerek ya da bilmeyerek yapılan bu hamle
aslında öldürücüdür ve kimsenin yapamadığını bir çırpıda yapıverir.
İşte bu nedenle gerek sosyal medyada gerekse yakın dostlarımızla
yazışırken, konuşurken ya da tartışırken üslubumuza dikkat etmemiz çok
önemlidir. Olayları, olguları, kişileri konuşurken; tartışırken
üsluplarımıza çok dikkat etmeli; karşımızdakine sistematik mobbing
uygulamamalıyız. Karşımızdakinin düşüncesini değiştirmek istiyor olsak
bile bunu kırıcılıkla, aşağılamakla ya da bir üstünlük edasıyla değil
bildiklerimizi anlatarak yapmalıyız.
Yoksa mevcut dostluklar kaybolur, akrabalıklar yara alır,
arkadaşlıklar sona erebilir.
Benden söylemesi.