'Küba ABD'nin finanse ettiği 'muhaliflere' eşit davranmak zorunda değil'

Can, Küba'da bir süredir devam eden ve 'yeniden yapılanma', 'dönüşüm' gibi kelimelerle ifade edilen sürecin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini sorarak programı açtı. Okuyan Küba'nın yıllardır büyük güçlüklerle karşı karşıya olduğunu, sosyalizmi kurmaya ve korumaya çalıştığını fakat Küba'da yönetimde şu an sosyalizmden uzaklaşmaya çalışan bir iktidarın bulunmadığını söyledi. Küba'nın Sovyetler Birliği'nin çözülüşünden sonra bazı adımlar atmak zorunda kaldığını ve bu adımları 'sistemimizi güzelleştiriyoruz' diye pazarlamadıklarını, 'biz güç koşullardayız ve halkımızın aç kalmaması ve bağımsızlığımızı korumak için geri adımlar atacağız' dediklerini ve bunun önemli bir fark olduğunu ifade etti. Bugün de aynı şekilde atılan adımların benzer gerekçelerle yapıldığını söyledi. 

Küba'da iktidarda ülkenin bağımsızlığını korumaya çalışan bir ekip var 

Okuyan, Küba Komünist Partisi'yle ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Küba Komünist Partisi ülkedeki tek siyasi oluşum ve çok özel bir parti. 1950'lerde süren gerilla mücadelesinde bu parti yoktu. Sonra KKP ile Fidel'in başını çektiği siyasi hareket bir araya geldi ve Fidel bu partinin lideri konumuna geldi. Bu parti mücadeleler içinden geçmiş ve felsefesinden taviz vermemiş. Ahlak kavramı tartışmalıdır ama Kübalı komünistlerin çok özel bir ahlak anlayışı var ve siyasetlerini bu ahlak üzerine kuruyorlar. Küba'da şu anda ne yaptığını bilen, ülkenin devrimci ve sosyalist karakterini, bağımsızlık ve egemenliği korumaya çalışan bir ekip var."

1917'de gerçekleşen ilk sosyalizm deneyimi olan Sovyetler Birliği'nde de devrimden sonra kontrollü bir şekilde uygulanan kapitalist ekonomi modelinden örnek veren Okuyan, buna o dönem Sovyetler'in neden mecbur olduğunu ve Küba gibi küçük bir ada ülkesine de bu hakkı vermemiz gerektiğini söyledi.

Küba'da atılan her adım halkla tartışılıyor

Okuyan'ın Küba'nın devrimden sonra izlediği politikayla ilgili değerlendirmeleri şöyle oldu:

"Küba 60'lı yılların ortasından sonra başta SSCB olmak üzere, sosyalist ülkelerle hem teknolojik anlamda hem ticaret anlamında çok ciddi ilişkilere girmişti. Küba göreli olarak endüstrisi zayıf bir ülkeydi devrim gerçekleştiğinde ve muhteşem doğası nedeniyle turizme yöneldi. Öte yandan SSCB Küba'ya muazzam bir ekonomik yardımda bulundu. SSCB yıkıldıktan sonraki süreçte ise ekonomik zorluklarla karşılaşıldı. Bununla birlikte gelişkin bir sosyalizme doğru giderken toplumun tamamını yüksek eğitime yönlendiriyordu ama eğitilmiş iş gücünün çalışabileceği alanlarda ekonomi kısıtlandığından dolayı tarımsal iş gücü ihtiyacı karşılanamıyordu. Bununla birlikte enerji kesintilerinden dolayı bazı fabrikalar günde 3-4 saat çalışabiliyordu ama yine de Küba tam istihdam sağlıyordu. Üretimini sürekli arttıran, endüstrisini sürekli geliştiren bir ülke tam istihdamı sağlarken cepten yemez. Ama Küba'da 91'den sonra düştü endüstriyel üretim. Bütün bunlara bakıldığında bunları gidermek için bazı önlemler almak zorundalar. Bu önlemleri alırken özel girişimciliğe bazı kısıtlarla izin veriliyor ama denetlemeyi sıkı tutuyorlar ve eşitsizliklerin oluşmasına engel olmaya çalışıyorlar. Küba attığı her adımın toplumsal sonuçlarını gözeterek atıyor ve atılan her adım halkla tartışıyorlar."

Küba'nın bugün diğer ülkelerle ilişkilerini değerlendiren Okuyan, birçok ülkeyle gelişkin siyasi ilişkiler kurulduğunu ancak bu ilişkilerin SSCB ile kurduğu ilişkilere benzetilemeyeceğini de belirtti.

Küba kaderini başka bir ülkeye teslim etmez

Okuyan Küba'nın dış politikasıyla ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:

"SSCB döneminde temelde ülkeler aynı hedefler doğrultusunda dayanışmayla ilişki geliştiriyorlardı. Ama Küba'nın bir kez canı yandı. Sovyetler Birliği çöktüğünde hayal kırıklığına uğradı. Dolayısıyla kendi kaderini kesinlikle başka hiçbir ülkeye teslim etmez, ne Rusya'ya ne Çin'e. Venezuela ile özel bir ilişkiye girmişti. Küba buradaki iktidarın da kırılgan olduğunu biliyor ve bununla ilgili de önlem alıyor. Seçenekleri çoğaltmaya çalışıyorlar, bu konuda uyanıklar çünkü ticaret yapmaya mecburlar. Mesela Kanada, ABD'yi karşısına alarak, ABD'den farklı bir strateji izliyor, bu Küba için oldukça olumlu ama Küba Kanada'ya bağımlı hale gelmez. Bu konuda çok uyanık bir ülke."

Küba'nın en büyük umudu aşı çalışmaları

Küba'da pandemi sürecini de değerlendiren Okuyan, Küba'nın örgütlü olmanın avantajını bu konuda da yaşadığının altını çizdi ve şunları söyledi:

"Planlı bir ekonomiye sahip olduğundan kaynakları kullanma konusunda iyi hareket edebiliyorlar. Küba'da konutların çok küçük bir kısmı dışında tamamı halka ait. Sağlık, eğitim ve ulaşıma para ödemiyorlar. Şu ana kadar 230 civarı ölüm yaşandı. Toplamda 30 bin civarında vaka var bugüne kadar. Bu her şeye rağmen iyi. Kısıtlamalar sürüyor. Turizm sektörü ciddi önlemlerle devam ediyor. Küba'nın en büyük umudu aşı çalışmaları. İki kanaldan çalışmalar sürüyor. Dışarıdan getirme yoluna gitmediler. İlaç çok önemli bir sektör, ilaç ve tohumda kendine yeter olmadığınızda bağımsızlığını güme gidiyor. 4 aşı çalışmasından 2'si yaygın test aşamasına geçiyor. Nisan ayında biri için kitlesel üretimden ve aşılamadan söz ediliyor. Avrupa'da da Latin Amerika'nın ilk aşısının Küba'dan olacağı söylendi. 2021'de 100 milyon doz üreteceğini söyledi. Bu kendi nüfusunun tamamını aşılayacağı ve kalan kısmını yoksul ülkelere hibe edeceği anlamına geliyor. Bir bölümünü de ihraç edeceklerdir. İlaç üzerinde de çalışıyorlar. Hastalığın hafif atılmasında etkili bazı bileşenler geliştirdiler. Üretimde büyük kaynaklar gerekiyor. Küba bunu aşar. Hep verilerle konuştular. Yayınlanmış şeyler üzerinden hareket ediyorlar, her şey saydam. Küba'da üretilen aşıya herkesin güvenmesinde fayda var. Küba'dan insanlığa şimdiye kadar zarar gelmedi."

Okuyan son olarak ABD'deki yönetim değişikliğinin Küba'ya etkilerini değerlendirdi.

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner104

GÜNDEM ÖZELİN KONUĞU KEMAL ÇİÇEK
Sıfırdan başladığı yolculuktaki azmi ile 24 yıllık mesleki deneyiminde pek çok kişiye istihdam sağlayan...

Haberi Oku