Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba , “OHAL’in 1 yıldır hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak için bir araç olarak kullanıldığını söylüyoruz. OHAL ile birlikte başta emek cephesi olmak üzere toplumun her kesimine gözle görülür bir sindirme operasyonu yapıldığını söylüyoruz. Bizlere ‘bunu da nereden çıkarıyorsunuz?’ diyenlere cevabı Cumhurbaşkanı vermiş. Hem de açık açık ‘OHAL’i grev tehdidi olan yerlerde kullanıyoruz’ demiş. Daha ne desin? Grev yasaklamanın FETÖ’yle ne alakası var?“ dedi.

2017 yılında 5 grevin Bakanlar Kurulu Kararlarıyla ertelendiğini belirten Ağbaba, “OHAL’i sadece grev yasaklamalarında değil çalışma yaşamının tamamında görüyoruz. İşçilerin basın açıklama yapması, ıslıklı protestoları, iş yavaşlatma eylemleri bile OHAL gerekçe gösterilerek yasaklanmış, iş sağlığı ve güvenliği yasası 2020 yılına ertelenmiş, kölelik düzeni de denilen kiralık işçilik yasası meclisten geçirilmiştir.“ifadelerini kullandı.

“Grev hakkını tehdit olarak gören zihniyet, açık ve seçik olarak işçi düşmanıdır, fakirin fukaranın alın terinin düşmanıdır.” diyen Ağbaba, “Grev hakkı demokrasi ile yönetilen ülkelerde vazgeçilmez bir haktır. Ama Türkiye’nin içine sokulduğu dikta rejiminde grev bir terör hareketi olarak görülüyor. Kendinden olmayan ya da biat etmeyen herkesi terörist olarak gören bu anlayış, ileri düzey paranoya belirtileri ile OHAL’i muhalifleri susturma aracı olarak kullanma amacı arasında gidip gelmektedir. Bu bozuk ruh hali ve faşizan anlayışın birleşmesi Türkiye’nin tüm dünyada 3. sınıf bir kabile devleti olarak görülmesine yol açmıştır.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanının konuşmasının gaf değil gerçeklerin açıkça ortaya konulması olduğunu belirten Veli Ağbaba, OHAL’in sendikal mücadeleyi güçsüzleştirdiğini, iş güvencesini yok ettiğini, esnek ve kuralsız çalışmanın önünü açtığını belirterek “Türkiye’de çalışma barışı OHAL eliyle yok edilmiştir” dedi.