POLİTİKA:
'Türk Milleti, 15 Temmuz'da Kelimenin Tam Anlamıyla Millet Olduğunu Tüm Dünyaya Gösterdi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) önünde gerçekleştirilen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Töreni’ne katıldı.
15 Temmuz darbe girişiminde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu teröristlerin TBMM’yi bombaladığı saatlerde gerçekleşen törene; TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bakanlar, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu ve Tansu Çiller, AK Parti ve MHP Milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanları, yüksek yargı kurumlarının yöneticileri, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile şehit yakınları ve gaziler de katıldı.
Eski Meclis’ten TBMM’ye kadar Millî Birlik Yürüyüşüne katılan binlerce Ankaralının da iştirak ettiği törende, İstiklal Marşı okundu; şehitler için saygı duruşunda bulunuldu. Törende ayrıca, 15 Temmuz Destanı’nın anlatıldığı ‘video mapping’ enstalasyonu gerçekleştirildi.
15 Temmuz şehitleri için Kur’an-ı Kerim tilavetinin ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez tarafından yapılan duanın da yer aldığı törende, 81 ilden 250 gencin her bir şehit adına Ankara’ya getirdiği 250 bayrağı temsilen, iki şehit çocuğu büyük Türk bayrağını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teslim etti.
“İHANET GİRİŞİMİNE GEÇİT VERMEYEN MİLLETİMİN HER BİR FERDİNE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”
Törende yaptığı konuşmasına; şehit yakınlarını, gazileri, meydanda bulunan ve Türkiye’nin il ve ilçelerinde meydanlardaki dev ekranlardan programı takip eden vatandaşları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı, gazilere sıhhat ve afiyet temennisinde bulundu.
“Ankara ve İstanbul başta olmak üzere, Türkiye’nin her yerinde, darbecilerin karşısına dikilerek, bu büyük ihanet girişimine geçit vermeyen milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin 15 Temmuz’da, herhangi bir topluluk değil, kelimenin tam anlamıyla millet olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini söyledi.
“15 TEMMUZ’DA TARİHİMİZE YENİ BİR ZAFERİ NAKŞETTİK”
15 Temmuz öncesinde bazılarının yaşadığı ülke, mensubu olduğu millet, özellikle de gençler konusunda ümitsizliğe düştüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi hep beraber gördük ki, küllerin altında kor bir ateş yanıyor. Vakti, saati geldiğinde, o kor ateş, istiklaline ve istikbaline el uzatan herkesi yakıp kül eden bir aleve dönüşüyor. Bir asır önce, 7 düvelin bir araya gelip tüm gücüyle yüklendiği Çanakkale’de herkesi şaşırtan bir zafere imza atmıştık. 15 Temmuz’da da, yedi düveli arkasına alan bir ihanet çetesinin, 40 yıllık planını 20 saate kalmadan bozarak, tarihimize yeni bir zaferi nakşettik” diye konuştu.
“ÖLÜMÜN ÜZERİNE BÖYLESİNE CESARETLE GİDEN BİR BAŞKA MİLLET YOKTUR”
Türk milletinin, 15 Temmuz’da, ordulaşmış bir ihanet çetesine karşı yüreğindeki imanı ve çıplak elleriyle bir mücadele verdiğini ve dünyada bunun başka bir örneğinin bulunmadığın vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tankı yumrukla durduran bir başka millet yoktur. Tankın egzozunun içine fanilasını, tişörtünü sokmak suretiyle onu durduran bir başka zekâ da yoktur. Uçağı, helikopteri yakalamak için hamle yapan bir başka millet yoktur. Ölümün üzerine böylesine cesaretle giden bir başka millet yoktur. Can pazarının ortasında dahi, zalimle mazlumu ayırt etme konusunda, dünyanın her köşesinde adaletin sembolü olarak kullanılan o gözleri bağlı mitoloji heykelini utandıracak hassasiyet gösteren bir başka millet yoktur. Böyle bir milletin mensubu olduğum, böyle bir ülkenin evladı olduğum için her zaman Rabbime hamt ediyorum” dedi.
15 Temmuz’u, herhangi bir darbe girişimi olmanın ötesinde ‘ihanet kalkışması’ olarak değerlendirmesinin bir sebebi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Şu anda önünde bulunduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisi, bizim bağımsızlığımızın ve demokrasimizin sembolüdür. Bu Meclis, Kurtuluş Savaşını bizzat idare etmiştir. Polatlı’ya kadar yaklaşan düşmanla yapılan savaşta, top sesleri duyulurken dahi, Meclis’imiz görevini sürdürmüştür. Cumhuriyet tarihimiz boyunca pek çok badire yaşamamıza rağmen, hiç kimse bu kutlu çatıya el uzatmayı düşünmemiştir. Sadece 15 Temmuz ihanetini yapanlar bu cüreti göstermişlerdir. Çünkü onlar, ülkenin yönetimine el koymanın çok ötesinde niyetlerle yola çıkmışlardı. Amaçları, ülkemizi ve milletimizi topyekûn esir ederek, hem devletimizi, hem medeniyetimizi kökten yıkmaktı. Bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisi, öncelikle hedef aldıkları ve en çok bombaladıkları yer olmuştur.”
“MİLLETVEKİLLERİMİZ GENEL KURULU AÇIK TUTARAK, DARBECİLERE MEYDAN OKUDU”
Darbecilerin, tıpkı milletin korkup evlerine saklanacağını sandıkları gibi, milletvekillerinin de Meclis’i terk edip kaçacaklarını düşündüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin sokaklara ve meydanlara dökülerek ülkesine sahip çıkarken, TBMM Başkanı ve 106 milletvekilinin de Genel Kurulu açıp darbeye karşı durduklarını söyledi ve “15 Temmuz bir tiyatrodur” diyenler, o gece burada yaşananları, farklı partilere mensup milletvekillerinin ağızından anlatan, Meclis’imizin yayımladığı ‘Gazi Meclis’te O Gece’ kitabından en ince detayına kadar öğrenebilirler” diye ekledi.
23 Nisan 1920’de milletvekilleri ve milletle birlikte dualarla, salavatlarla ve tekbirlerle açılan TBMM’nin aradan 96 yıl geçtikten sonra, 15 Temmuz 2016’da yine milletvekilleri ve millet tarafından, aynı şekilde dualarla, tekbirlerle müdafaa edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Milletimiz meydanlarda, caddelerde darbecilere karşı cesaretle direnirken, milletvekillerimiz de Meclis’te toplandılar. O gece milletvekillerimiz Genel Kurulu açık tutarak, darbecilere meydan okudular. Kürsüden tüm Türkiye’nin ve dünyanın gözü önünde darbecilere ‘başaramayacaksınız’ diye haykıran milletvekillerimiz, halkımızın namuslarına emanet ettiği, özgürlüğümüzün ve demokrasimizin sembolü Meclisimize sahip çıktılar. Buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tüm mensupları, özellikle de o gece Genel Kurul’da bulunma imkânı elde eden 106 milletvekilimizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Darbeciler Meclis’i bombalarken, ne kadar alçaldılarsa, milletvekillerimiz de o Meclis’in çatısı altında istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkarak o derece yüceldiler. Böyle millete böyle Meclis yakışır. Gazilikle ikinci kez şereflenen Meclisimizin kalbimizdeki, gözümüzdeki yeri de artık çok daha başkadır. Millî iradenin, vatanın sembolü olan Meclis’imize bir daha kimsenin el uzatamaması için artık daha çok çalışacağız.”
“O GECE BU VATANA KIYMAYA ÇALIŞANLAR, ŞİMDİ MAHKEMELERDE İHANETLERİNİN HESABINI VERİYOR”
Darbe hesabı yapanların, Allah’ın hesabının üzerinde bir hesap olmadığını unuttukları için, kafayı duvara değil milletimizin iradesine vurduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi ‘bu vatana kıymaya çalışanlar’ şimdi mahkemelerde ihanetlerinin hesabını veriyorlar. Suyunu içtikleri, ekmeğini yedikleri vatanlarını Pensilvanya’daki şarlatanın emriyle bir dolara satanlar zindanlarda çürüyüp giderken, bu Meclis milletimize hizmet etmeye devam edecek” ifadelerine yer verdi.
Millete bir sözünün olduğunu hatırlatan ve “Cumhurbaşkanlığıyla, Meclisiyle, hükûmetiyle, tüm resmî ve özel kurumlarımızla birlikte, ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracak, 2023 hedeflerimize mutlaka ulaşacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sözümüzü yerine getirene kadar ne bize, ne meclisimize, ne hükûmetimize, ne de milletimize durmak, duraksamak, dinlenmek yoktur” şeklinde konuştu.
15 Temmuz gecesini anlatmaya kelimelerin ve cümlelerin kifayet etmeyeceğini, Demokrasi ve Millî Birlik Günü olarak ilan ettikleri bu tarihin anlamını, en iyi o geceyi yaşayanların bilebileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gecenin saldırıların yaşandığı yerlerde darbecilere direnen yüzbinlerce şahidinin olduğuna işaret etti ve “Gazilerimizle her bir araya gelişimizde, onların yaşadıkları hadiselerin, yüreğimizi yakan, aklımızı zorlayan yeni boyutlarını öğreniyoruz” diye ekledi.
“ALLAH’IN İZNİYLE KİMSE BU DEVLETİ YIKAMAZ, BU MİLLETİ ESİR EDEMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Henüz hayatının baharına bile girmemişken, 14 yaşında gazilikle şereflenen bir kızımız, o hainlere, ‘Siz daha 14 yaşındaki bir çocuğa karşı duramazken, bu devleti yıkmayı, bu millete hâkim olmayı nasıl başaracaksınız?” diye sesleniyor. Bir başka gazimiz, vücudundaki 14 parça şarapneli, ahirette sahip olacağı en büyük delil olarak görüyor. Babası, kendisi ve oğluyla birlikte, üç nesil olarak, ilk defa üzerine çıktıkları bir tankı, sanki yıllarca eğitimini almış gibi doğru yöntemlerle etkisiz hâle getirmeye çalışan ve bu esnada vurulan bir başka gazimizin en büyük üzüntüsü ise, kendisine şehadetin nasip olmayışıdır. O gece Ankara Emniyet Müdürlüğünü kahramanca savunurken darbeciler tarafından ağır şekilde yaralanan bir Emniyet Müdürümüz, ‘Eğer birileri köprü olmasaydı, hiçbir uçurum geçilemezdi’ diyor. 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde vurulan ve ayakları parçalanan bir başka kardeşimizin, ertesi gün hastanede gözlerini açıp da darbenin bastırıldığını öğrendiğindeki ilk sözü ‘Dosta güven, düşmana korku verdik’ oluyordu. Bir başka gazimiz, kaybettiği uzvuna aldırmaksızın, ‘Darbe başarılı olsaydı bunu çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl izah ederdik?’ diyerek duygusunu anlatıyor ve ‘Bacağım kopmuş ne olur, kolum kopmuş ne olur, bacaksız, kolsuz yaşayabilirim, ama vatansız yaşayamam diyor. Evet, ezan, bayrak, vatan aşkının, en uysal kişiyi bile mitolojik bir kahramana çevirdiği işte bu ruh, bu heyecan, bu cesaret olduğu sürece, Allah’ın izniyle kimse bu devleti yıkamaz, bu milleti esir edemez.”
“TARİH BOYUNCA BEDELİNİ ÖDEMEDİĞİMİZ HİÇBİR KAZANCIMIZ OLMAMIŞTIR”
80 milyonun, şehitlerinin hatıralarını asla ayaklar altında çiğnetmeyeceğinin, darbeci soysuzların ve onları milletin üzerine salanların da bundan sonra rahat yüzü göremeyeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk Milleti mücadeleye alışkındır. Tarih boyunca bedelini ödemediğimiz hiçbir kazancımız olmamıştır. Zayıf düştüğümüzü sanarak, bir sırtlan gibi üzerimize saldıran ama bu aslanın hâlâ dimdik ayakta olduğunu görünce süklüm püklüm geri çekilenler de, yaptıklarının bedelini ödemeye hazır olsunlar. Atalarımızın dediği gibi, ‘keser döner sap döner, gün olur hesap döner.’ İnşallah o gün yakındır” sözlerine yer verdi.
15 Temmuz darbe girişiminin, pek çok şeyle birlikte, Türkiye’ye kimlerin dost, kimlerin düşman olduğunu bir kez daha gösterdiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Darbenin ilk saatlerinden itibaren, demokrasinin ve meşru yönetimin yanında yer almak yerine, hemen Türkiye’nin ve şahsımın aleyhine konuşacak isim bulma arayışına giren yabancı basın kuruluşları vardı. Milletimiz darbeyi bastırdığında, ‘Muhataplarımız kaybetti’ diyen, ‘dostlarımız yenildi’ diyen, ‘iyiler mağlup oldu’ diyen yabancı analistlere, yetkililere şahit olduk. Buna karşılık, dünyanın pek çok yerinde, vatandaşlarımızla birlikte sokaklara dökülüp, darbecilere meydan okuyan dostlarımızı da gördük” dedi.
“O KADAR ÇOK DÜŞMAN PUSUDA BEKLİYOR Kİ!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Hiçbir vatandaşımızın olmadığı yerlerde dahi, büyükelçiliklerimizin, ülkemizle irtibatlandırılan herhangi bir kuruluşun önüne gidip, tavrını ortaya koyan dostlarımız vardı. Darbe gecesi savaş uçaklarının gürültüleri altında telefonda samimiyetle desteklerini bildirenler de, günler sonra, her taraflarından dökülen bir riyakârlıkla güya üzüntülerini ifade edenler de oldu. 15 Temmuz darbesi bize göstermiştir ki, devlet olarak, millet olarak da güçlü olmak zorundayız. Eğer güçlü değilsek, bize bir tek gün bile yaşama hakkı vermeyecek o kadar çok düşman pusuda bekliyor ki, isimlerini tek tek saymaya kalksak çok ciddi uluslararası krizle karşılaşırız. İsimlerini söylemiyoruz, ama hepsini de biliyoruz. Onlara, geçtiğimiz yıl, 15 Temmuz’un ardından verdiğim mesajı, burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum: Başaramayacaksınız. Milletimizi bölemeyeceksiniz. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Vatanımızı parçalayamayacaksınız. Devletimizi yıkamayacaksınız. Ezanlarımızı susturamayacaksınız. Ülkemize diz çöktüremeyeceksiniz. Halkımıza boyunduruk vuramayacaksınız. Bizi yolumuzdan geri döndüremeyeceksiniz.”
Kimin dost, kimin düşman olduğunu bildiklerini belirterek, “Daha önemlisi, kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi biliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Binlerce yıldır, adeta kurtlar sofrası olan şu coğrafyada ayakta kalan, sadece bununla yetinmeyip her zaman en önde olan bir millet olarak yolumuz bellidir. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, büyük olacağız, güçlü olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” şeklinde konuştu.
“ÜLKEMİZE SALDIRANLARI 15 TEMMUZ’DA BİR KEZ DAHA DİZE GETİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her mücadelede olduğu gibi, 15 Temmuz’da da kayıplarımız var. Balkan faciasının ardından bölgede verdiğimiz sivil kayıp sayısı 2 milyon olarak ifade ediliyor. Çanakkale Savaşı’nda, 60 bini şehit olmak üzere 250 bin kayıp verdik. Birinci Dünya Savaşının tüm cephelerindeki kayıplarımızın sayısı 400 bini şehit olmak üzere 1,5 milyonu buluyor. Kurtuluş Savaşında, muharebe meydanlarında 10 bin şehit, 35 bin yaralı bıraktık. Terörle mücadelede sadece son 2 yılda verdiğimiz şehit sayısı 2 bindir. Burada ifade edilen her bir rakamın bir can olduğunu asla unutmuyoruz. Her kayıpla birlikte yüreklerine ateş düşen anneleri, babaları, eşleri, çocukları, kardeşleri asla unutmuyoruz. Böyle bir ateşin değmediği yer olabilir mi? Onun için biz millet olarak, topyekûn şehit yakınıyız, topyekûn gaziyiz.”
Her acı derin; ancak annelerin acısının daha derin olduğuna vurgu yaparak, annelerin yüreklerini ferah tutmasını salık veren Cumhurbaşkanı Erdoğan annelere, “Evlatlarının kanı boşa akmadı. Ülkemize saldıranları 15 Temmuz’da işte bir kez daha dize getirdik. Yarın tekrar saldırırlarsa yine dize getireceğiz” sözleriyle seslendi.
“ALLAH, BİR DAHA BU MİLLETE 15 TEMMUZ GİBİ İHANETLER GÖSTERMESİN”
Merhum Mehmet Akif’in “Allah, bir daha bu millete istiklal marşı yazdırmasın” sözünü hatırlatarak, “Allah, bir daha bu millete 15 Temmuz gibi ihanetler göstermesin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere sağlık ve afiyet temennisini yineledi.
15 Temmuz’un yıl dönümünü ruhen gönülden yaşayan tüm siyasi hareketlere ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya Türküsü adlı şiirinin son dizeleriyle tamamladı: “Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya / Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya.”
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner104

TKP: ''Türkiye İşçi Sınıfına...
Türkiye Komünist Partisi (TKP) 1 Mayıs eylemlerinin ardından bir açıklama yayınladı. 1 Mayıs’ın içeriği...

Haberi Oku