“Türkiye ve Kıbrıs Türk Tarafı, Başından Bu Yana İyi Niyet ve Kararlılıkla Çözüme Sahip Çıkmıştır”
Başbakan Binali Yıldırım, Dr. Fazıl Küçük Caddesi'ndeki alanda düzenlenen Kıbrıs Barış Harekatı'nın 43. yıl dönümü töreninde vatandaşlara hitap etti.
Tarihi yıl dönümünde, Kıbrıs Türk halkının sevincini, coşkusunu gururunu, gönülden paylaştıklarını ifade eden Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını Kıbrıs Türk halkına iletti.
Barış Harekatı'nın Kıbrıs adasının tarihinde bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Yıldırım, Türkiye'nin garantör olarak o gün dünyaya Enosis'e geçit verilmeyeceğini, Kıbrıs Türkü'nün yalnız olmadığını gösterdiğini belirtti.
Yıldırım, harekatın, Türkiye'nin uluslararası anlaşmalardan doğan hak ve yükümlülükleri çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirterek, "Harekat ile Türkiye adada yaşanan acılara son vermiştir ve bir daha tekrarlanmamasını teminat altına almıştır. Bu vesileyle var olma mücadelesinin önderleri merhum Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere mücadelede emeği geçen herkesi, en önemlisi bu yolda şehit olan herkesi rahmetle şükranla anıyor, gazi ve mücahitlerimize hayırlı ömürler diliyorum." diye konuştu.
"Bugüne nasıl gelindi, Kıbrıs meselesi nasıl ortaya çıktı, çözüm çabaları neden başarısız oluyor?" soruları üzerinde durmakta fayda olduğuna dikkati çeken Yıldırım, Türkiye'nin 1974'te, birden aklına düşerek buraya gelme kararı almadığını söyledi.
Rumların, adada birlikte yaşama ve adayı birlikte yönetme mutabakatını, anlaşmanın mürekkebi kurumadan terk ettiğini, tek yanlı anayasa değiştirme dayatmalarına giriştiğini, bu reddedilince Akritas Planı ile Kıbrıs Türklerini ortaklık devletinden silah zoruyla dışladıklarını belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devleti ele geçirdikleri 1963 yılından bugüne kadar Kıbrıs meselesi bizlerin ve uluslararası toplumun yoğun bir şekilde gündeminde olmuştur. O günlerde kurulan Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü, 53 yıldır halen adadadır. Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı başından bu yana iyi niyet ve kararlılıkla çözüme sahip çıkmış, müzakere sürecine sahip çıkmış, adil, kalıcı kapsamlı bir uzlaşma için inisiyatif almaya devam etmiştir. Geçtiğimiz günlerde İsviçre'de geride kalan süreç BM'ce kurgulanan çerçevede bir çözüm arayışının sonuç vermediğini bir kez daha ortaya koymuştur. Hatırlanacağı üzere Türk tarafı çözüm iradesini 2004 yılından hayata geçirerek Annan Planı'nı referandumda somut olarak ortaya koymuştur. Bu sınavdan Kıbrıs Türkü alnının akıyla çıkmış, çözüme evet demiştir. Rum tarafı da bilindiği gibi birlikte yaşamaya ve devleti paylaşmaya hazır olmadığını ortaya koymuş ve hayır oyu kullanmıştır. Maalesef aynı tutum bugün de sürmektedir."
"Süreç akamete uğramıştır"
Başbakan Yıldırım, 2008 yılında başlayan ve 9 yıldır zorlu müzakerelerle binlerce saat emekle süren, nihayet İsviçre'deki Kıbrıs Konferansı'na kadar ilerleyen müzakere sürecinde de yapıcı önerilerin özellikle Türk tarafından geldiğini dile getirdi.
Rum tarafının daha önce olduğu gibi müzakere ediyor gibi görünen, oyalayan yaklaşımını burada da sürdürdüğüne vurgu yapan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Sonuçta işi baltalayıp, masayı devirmeyi hedefleyen tutumlar nedeniyle bu süreç akamete uğramıştır. Bu süre zarfında KKTC'de Cumhurbaşkanı Akıncı ve müzakere ekibinin uzlaşma çabalarının gerek hükümet, Sayın Başbakan, gerek muhalefete mensup tüm siyasi partilerce desteklenmesiyle, anlayış ve eylem birliği içinde hareket edilmesi, Kıbrıs Türk tarafının çözüm yönünde sergilediği samimi ve kararlı tutumu takdire şayan olmuştur. Adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözümün elde edilmesi için garantör ve anavatan Türkiye de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş, ancak beklediği karşılığı görememiştir. Uzun çabalar sonucu iki kez toplanan ve BM iyi niyet misyonu çerçevesinde çalışmalarını sürdüren Kıbrıs Konferanslarında bir sonuç alınamayacağı, Rumların da böyle bir çözüme hazır olmadığı net olarak anlaşılmıştır. Ayrıca müzakerelerin bir süre sonra kaldığı yerden devam etmesinin de bir anlamının olmadığı ve buradan bir sonuç çıkmayacağı da aşikar olarak ortadadır."
Yıldırım, "Türkiye'nin ve Kıbrıs Türk halkının doğu Akdeniz'deki uluslararası hukuktan doğan hak ve menfaatlerini korumaya devam edeceğini bir kez daha ifade eder ve özellikle bu noktada tüm tarafların daha sorumlu davranmasını öneririm." dedi.
Yıldırım, Türkiye'nin doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarını işbirliği için bir fırsat olarak gördüğünü belirtti.
Rum tarafının tek yanlı adımlarının zamansız, tehlikeli ve çözümsüzlüğü teşvik eder özellikte olduğunu dile getiren Başbakan Yıldırım, "Türkiye'nin ve Kıbrıs Türk halkının doğu Akdeniz'deki uluslararası hukuktan doğan hak ve menfaatlerini korumaya devam edeceğini bir kez daha ifade eder ve özellikle bu noktada tüm tarafların daha sorumlu davranmasını öneririm." diye konuştu.
Rum tarafının uzlaşmaz, anlaşmaz siyasetinin yıllardır devam ettiğini vurgulayan Yıldırım, bunun bedelinin Kıbrıs Türk'üne ödetilmesinin ciddi bir çelişki, büyük bir haksızlık olduğuna dikkati çekti.
Başbakan Yıldırım, Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız ve dayanıksız kısıtlamalara son verecek adımların vakit kaybetmeden atılmasının gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"İster bu yönde adım atılsın isterse atılmasın Kıbrıs Türk halkının yaşam seviyesini daha da ileriye götürecek kudret ve iradeye sahip olduğumuzu bir kez daha buradan ilan ediyorum. KKTC'nin kalkınması, ekonomik alanda güçlü bir temele sahip olması ve sürdürülebilir ekonomik yapıya erişmesi öncelikli hedefler arasındadır. Artık elimizde ana vatandan gelen bereket kaynağı su gibi önemli bir imkanımız da var. Bunu en etkin şekilde kullanarak turizm ve tarım alanlarında çok büyük ilerleme katedebiliriz. Yeşil ada Kıbrıs, sadece ilkbaharda değil artık her mevsim yeşil ada olacak potansiyeli yakalamıştır. Bugünkü kurak ovalar, KKTC ve Türkiye'nin serasına, üretim üssüne dönüşmeye adaydır. Suyumuzu en son tarımsal üretim teknikleriyle ve alın terimizle birleştirerek her türlü engeli aşacağımızdan emin olabilirsiniz."
Son gelişmelerin Kıbrıs Türk'ünün kaderine sahip çıkmaya, geleceğinin kararını vermeye muktedir olduğunu gösterdiğini aktaran Yıldırım, "Bu yolda yeni bir ruhla ve gayretle geleceğe, geleceğin başarılarına dört elle sarılmalı, eksikliklerimiz neyse süratle gidermeliyiz. Bu yolda Türkiye'nin tam desteği geçmişte olduğu gibi bundan sonra da aynı şekilde var olacaktır." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, ortak hedeflerinin KKTC'yi bölgenin önemli turizm, eğitim ve tarım merkezlerinden biri haline getirmek olduğunu bildirdi. Yıldırım, "Önümüzdeki dönemde de müşterek hedeflere ulaşılması için birlikte hareket edeceğimize inancımız tamdır. Kıbrıs Türk'ünün hukuku, refahı bizim milli meselemizdir. Anlayış ve gönül birliğimizi koruyarak atılması gereken adımları kararlılıkla atacak, ortaya çıkabilecek sıkıntıları da birlikte aşacağız." ifadesini kullandı.
Kıbrıs Barış Harekatı'nda Kıbrıs Türk'ünün varlığı ve özgürlüğü için cesaretle savaşan, gözlerini kırpmadan şehit olanları rahmet, gazilere uzun ömür dileyen Yıldırım, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın hayırlı olması temennisinde bulundu.